NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
72 - (3004) حدثنا
هداب بن خالد
الأزدي. حدثنا
همام عن زيد
بن أسلم، عن
عطاء بن يسار،
عن أبي سعيد
الخدري؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال "لا
تكتبوا عني.
ومن كتب عني غير
القرآن
فليمحه.
وحدثوا عني،
ولا حرج. ومن كذب
علي - قال همام
أحسبه قال -
متعمدا
فليتبوأ مقعده
من النار".
{72}
Bize Hcddûb b. Hâlid
El-Ezdî rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmam, Zeyd b. Eslem'den, o da Ata' b. Yesâr'dan,
o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivayet ettiki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem):
«Benden bir şey
yazmayın. Her kim Kur'ân'dan başka benden bîr şey yazarsa, onu hemen mahvetsin.
Benden hadîs rivayet edin, zararı yok. Ama her kîm benim üzerimden —Hemmam
zannederim şöyle buyurdu, demiş— kasden yalan söylerse, cehennemdeki yerine
hazır olsun.» buyurdular.
izah:
Ebû Hureyre r.a.
rivayetini Buhari «Kitâbu'l-Menakib»'de, Ebu Said hadisini Tirmizi istizan da
tahric etmiştir.
Hz. Ebû Hureyre Hücre
sahibesi sözüyle Âişe (Radiyallahu anha)'yı kasdetmiş; rivayet ettiği hadîsi
işitsin de, ikramda bulunsun diye seslenmiştir. Hz. Âişe onun hadîs rivayetine
itiraz etmemiş, yalnız bir meclisde çok hadîs rivayetini doğru bulmamıştır.
Zira çok rivayet sebebiyle yanılacağından korkmuştur.
Hadîs yazma meselesine
gelince: Kaadî İyâd'ın beyânına göre bu babda sahabe ile tabiin arasında bir
hayli ihtilâflar vâki olmuştur. Birçokları hadis yazmayı kerih görmüş,
ekseriyet ise yazılmasına cevaz vermişlerdir. Sonraları bütün müslümanlar hadîs
yazmanın caiz olduğuna ittifak etmiş ve hilaf ortadan kalkmıştır. Ancak hadîs
yazmayı nehyeden bu rivayetten murad; ne olduğu ihtilaflıdır. Bâzılarına göre
bu hadîs râvinin ezberleyeceğine itimad edilen ve yazarsa yazıya dayanarak
ezberlememesinden korkulan hadîsler hakkındadır. Yazmayı mubah kılan hadîsler
ise, belleyişine itimad edilmeyen kimselere hamîoiunur. Hz. Ali'nin sahifesi
Amr b. Hazm'ın kitabı Hz. Ebû Bekr'in Enes'e gönderdiği zekât mektubu v.s. bu
kabildendir.
Ulemâdan bazıları nehy
hadîslerinin bu hadîslerle neshedildiklerini söylemişlerdir. Onlara göre
hadîsin yazılması Kur'ân'la karışır endişesindendi. Bu endişe ortadan kalkınca
hadîsin yazılmasına izin verilmiştir. Bâzıları: «Hadîs yazılmasının nehyinden murad;
hadîsle âyeti bir sahifeye yazmaktır. ikisi bir sahifede olunca, okuyan
hangisinin âyet, hangisinin hadîs olduğunu karıştırabilir.» demişlerdir.
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'in üzerinden yalan uydurmanın hükmünü kitabımızın başında (7)
görmüştük.